Eminim bunları bilmiyorsunuz!!!

1863 yılında 16 yaşındaki bilim adamı Alexander Graham Bell(1847-1922) ses tellerinin nasıl çalıştığını incelemeye karar verdi. Kedisi yeni ölmüştü, bu yüzden miyav sesini incelemek için onun boğazını kesti. Bunu kendi kedinizde sakın denemeyin özellikle yaşıyorsa.

-Faydalı madde: Kolodyon. Selüloit adındaki maddeyi icat eden kişinin kolodyondan esinlendiğini biliyor muydunuz? Amerikalı mucit John Wesley Hyatt(1837-1920) bir gün parmağını kestiğinde akan maddenin kolodyon olduğunu fark etti ve yapışkan bir karışım yaptı. Bu, ona diğer maddeleri de karıştırıp selüloit yapma fikrini verdi. Selüloit, bilardo topu, film, düğme ve takma diş yapımında kullanılsa da, ısıtıldığı zaman patlayıcı bir maddeye dönüşüyordu. Hatta, bazı insanların takma dişleri patladı ve yakalarının ısındığını hissettiler. Kıyafetlerin yakaları selüloitten yapıldığı için tabi.

-2000 yılında, Avustralyalı bir araba üreticisi, kanguruya araba çarparsa ne olur acaba diye düşündü ve çarpışma testleri için “Robo-roo” adını verdiği bir kanguru mankeni yaptı. Avustralya’da böyle kazalar çok olur(Eğer model işe yaramasaydı, Lili Minör kafayı yerdi herhalde.)

-Lastik tekerlekleri kim icat etti biliyor musunuz? Atlı arabaların lastik tekerlerle daha hızlı gideceğine inanan Scot Robert Thomson(1822-1873) adında bir adam. 1847 yılında yaptığı bir deneyle de bunu ispatladı. O zamanlar lastik kolay bulunmadığı için, Thomson’ın fikirleri pek tutulmadı. Ama 1888 yılında lastik yaygınlaştı ve John Boyd Dunlop(1840-1921) bu fikri yeniden ortaya attı. Neden mi? Çünkü, Dunlop’un oğlunun demir tekerlekli bir bisikleti vardı ve pedallarını çevirirken bacakları ağrıyordu.

-1960’lı yıllarda, California Üniversite’sinden Gershon Weltman adlı bir bilim adamı bir grup öğrenciye 18.3 metre suyun altına indirildiklerini söylemişti. Öğrenciler basınç odası diye adlandırılan bir odaya kapatıldılar ve yapmaları için kendilerine iki iş birden verildi. Aslında oda suyun altına sokulmamıştı. Deneyin amacı insanların baskı altında nasıl çalıştığını bulmaktı. (Zaten bu yüzden odaya “basınç odası” deniyordu ha ha ha!) Deney insanların endişeli oldukları zaman sadece bir iş yapabildiğini ancak iş üzerinde çok yoğunlaştıkça diğer işi unutabildiklerini gösterdi. Ne kadar da sulu bir deney değil mi?

-Eski Çin’de parmak izleri insanların kimliklerini belirlemek için kullanılıyordu. Fakat bilim adamları 1890’lara kadar parmak izleriyle ilgilenmediler. Sonra Japonlar da bazı parmak izi deneyleri yaptılar. Polis güçleri bu yeni tekniği kullanmaya başladılar ve 1905 yılında cinayet soruşturmasında parmak izleri kullanıldı.

***Alıntıdır.
Çılgın bilim adamının Deneyler Kitabı
Nick ARNOLD

lastigi biliodum

hadi yaaaaa.....iyiymiş la shad

degisikmis len bu saate hepsini okuamadim ama ilgnc seler

rica ettim şeker:)