Sevgili tanrı, geçen hafta Newyork'a gittiğimizde Sen Patrick Kilisesini gördüm. Bayağı güzel bir evde oturuyorsun (Frank).
- Sevgili tanrı. Eğer ben tanrı olsaydım, bu kadar iyi olmazdım. Bunu aklından çıkarma (Michelle).
- Canım tanrı. Kucaklaşmayı sen mi buldun? Çok güzel bir şey (Brenda).
- Sevgili tanrım niçin hiç TV'ye çıkmıyorsun? (Kim).
- Sevgili tanrı öğretmen günlerin önce kısaldığını, sonra uzadığını söyledi. Artık bir karar vermelisin (Mindy).
- Sevgili tanrı. Eğer öldükten sonra yaşayacaksak, niye öldürüyorsun?
- Sevgili tanrı sen zengin misin, yoksa sadece ünlü mü? (Steven).
- Sevgili tanrı bu soğuklar ne işe yarar? (Rodaw).
- Sevgili tanrı yeni öyküler yazamaz mısın? Yazdıklarının hepsini okuyup, bitirdik ve yeniden başa döndük (Terry).
- Sevgili tanrı yağmur yağdığında ne kadar süreceğini nereden biliyorsun? Kitabını okudum ve beğendim. O kadar fikirler nereden aklına geldi? (John).
- Doktor olmak istiyorum. Ama o aklına gelen nedenden değil (Fred).
- Niçin daha sonra yeni hayvanlar bulup göndermedin? Hâlâ eskileri ortada dönüp dolaşıyorlar (Johny).
- Şu her gün ezip durduğum karıncaların umarım sence bir önemi yoktur (Alis).
- Gönderdiğin bebeği geri almazsan, odamı temizlemem (Joy).
- Kiliseye sözüm yok, ama kuşkusuz daha iyi müzikler yazabilirsin. Umarım yazdıklarıma kırılmazsın (Dostun Barry).
- Eğer hiç kimse bilmeyecekse, iyi olmanın ne yararı var? (Mark).
- Sevgili tanrı hıncımı aldım, teşekkürler (Raymond).
- Ne olur beni kuş yap. Söz veririm senden uzun süre bişi istemiycem (Lee).
- Bi kere kar yağdırdın okul kapandı. Bi daha yapsana (Guy)