|
| Nazim Hikmet | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Cradle of filth Amip
Mesaj Sayısı : 385 Yaş : 34 Kayıt tarihi : 21/09/07
| Konu: Nazim Hikmet Cuma Eyl. 21, 2007 3:54 am | |
| Degersizlere(bna) Bir ask icin, yapabilecegin herseyi yaptigina inaniyorsan ve buna ragmen hala yalnizsan,icin rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasina koymustur ve yaptiklarin onun dudaginda hafif bir gulumseme yaratmaktan baska hicbir ise yaramayacaktir. Sen kendini paralarken,o her zaman bahaneler bulmaya hazirdir. Hani agzinla kus tutsan"Bu kusun kanadi neden beyaz degil?" diye bir soruyla bile karsilasabilirsin... Iki ucu keskin bicaktir bu isin. Yaptiklarinla degil, yapmadiklarinla yargilanirsin her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. Iyi halin cezanda indirim saglamaz.Sen, "Ama senin icin sunu yaptim" derken o,"sunu yapmadin" diye cevap verecektir. Ve ne soylesen karsiliginda mutlaka baska bir iddiayla karsilasacaksindir. Uzulme, sen aski yasanmasi gerektigi gibi yasadin. Ozledin, ictin, agladin, guldun, sarkilar soyledin, dusundun, siirler yazdin. Peki o ne yapti" deme. Herkes kendinden sorumludur askta. Sen askini doya doya yasarken,o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu.Bir insan eksik yasiyorsa, ve bu eksikligi bildigi halde tamamlamak icin ugrasmiyorsa sen ne yapabilirsin ki onun icin? Hayati iskalama luksun yok senin. Onun varsa, birak o luksu sonuna kadar yasasin. Her zamanki gibi yasayacaksin sen. Acilara tutunarak" yasamayi ogreneli cok oldu. Hem ne olmus yani,yalnizlik o kadar da kotu bir sey degil. Sen mutlulugu hicbir zaman bir tek kisiye baglamadin ki...Epeydir eline almadigin kitaplar seni bekliyor. Kitap okurken de mutlu oluyorsun... Unuttun mu? Kentin hic gormedigin sokaklarinda gezipyeni yasamlara tanik olmak da keyif verecek sana. Yine iceceksin rakini baligin yaninda. Ustelik diledigin kadar sarhos olma ozgurlugu de cabasi....Sen yureginin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yurektir. Yurek sesi ne bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acitsa da icini unutma; yasadigin surece o yurek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yuregini ve yureginde tasidigin sevda duygusunu.Elbet bitecek gunese hasret gunler. Ve o zaman kutuplarda yetisen ciliz ve minik bitkiler degil, gunesin cicekleri dolduracak yuregini... | |
| | | anarsha Süpper Amip
Mesaj Sayısı : 229 Yaş : 41 Kayıt tarihi : 16/09/07
| Konu: Geri: Nazim Hikmet Cuma Eyl. 21, 2007 3:57 am | |
| Tahir olmak ta ayıp değil Zühre olmakta Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil Bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekte yani yürekte.... Mesela bir barikatta döğüşerek Mesela Kuzey Kutbu'nu keşfe giderken Mesela denerken damarlarında bir serumu ölmek ayıp olur mu? Tahir olmak ta ayıp değil Zühre olmak ta Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil..
Seversin dünyayı doludizgin ama o bunun farkında değildir ayrılmak istersen dünyadan ama o senden ayrılacak yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mı? Yani Tahir'i Zühre sevmeseydi artık Yahut hiç sevmeseydi Tahir ne kaybederdi Tahir'liğinden Tahir olmak ta ayıp değil Zühre olmak ta Hatta sevda yüzünden ölmek te ayıp değil...
En son tarafından Cuma Eyl. 21, 2007 5:27 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | anarsha Süpper Amip
Mesaj Sayısı : 229 Yaş : 41 Kayıt tarihi : 16/09/07
| Konu: Geri: Nazim Hikmet Cuma Eyl. 21, 2007 5:12 am | |
| trrrrum, trrrrum, trrrrum! trak tiki tak! makinalaşmak istiyorum!
beynimden, etimden, iskeletimden geliyor bu! her dinamoyu altıma almak için çıldırıyorum! tükrüklü dilim bakır telleri yalıyor, damarlarımda kovalıyor oto-direzinler lokomotifleri!
trrrrum, trrrrum, trak tiki tak makinalaşmak istiyorum!
mutlak buna bir çare bulacağım ve ben ancak bahtiyar olacağım karnıma bir türbin oturtup kuyruğuma çift uskuru taktığım gün!
trrrrum trrrrum trak tiki tak! makinalaşmak istiyorum!
nazım hikmet, 1923.
En son tarafından Cuma Eyl. 21, 2007 5:26 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | anarsha Süpper Amip
Mesaj Sayısı : 229 Yaş : 41 Kayıt tarihi : 16/09/07
| Konu: Geri: Nazim Hikmet Cuma Eyl. 21, 2007 5:13 am | |
| İnsan olan vatanını satar mı? Suyun içip ekmeğin yediniz, Dünyada vatandan aziz şey var mı? Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
Onu didik didik didiklediler, saçlarından tutup sürüklediler, götürüp kâfire: "Buyur..." dediler. Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
Eli kolu zincirlere vuruluş, vatan çırıl çıplak yere serilmiş. Oturmuş göğsüne Teksaslı çavuş. Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
Gün gelir çark düzüne çevrilir, günü gelir hesabınız görülür. Günü gelir sualiniz sorulur : Beyler bu vatana nasıl kıydınız?
(1959)
En son tarafından Cuma Eyl. 21, 2007 5:27 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | anarsha Süpper Amip
Mesaj Sayısı : 229 Yaş : 41 Kayıt tarihi : 16/09/07
| Konu: Geri: Nazim Hikmet Cuma Eyl. 21, 2007 5:14 am | |
| Denizin üstünde ala bulut yüzünde gümüş gemi içinde sarı balık dibinde mavi yosun kıyıda bir çıplak adam durmuş düşünür.
Bulut mu olsam, gemi mi yoksa? Balık mı olsam, yosun mu yoksa?.. Ne o, ne o, ne o. Deniz olunmalı, oğlum, bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.
En son tarafından Cuma Eyl. 21, 2007 5:27 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | anarsha Süpper Amip
Mesaj Sayısı : 229 Yaş : 41 Kayıt tarihi : 16/09/07
| Konu: Geri: Nazim Hikmet Cuma Eyl. 21, 2007 5:15 am | |
| Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz, ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda, budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl. Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril, koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil. Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var, Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a. Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım. Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u. Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım. Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda. Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.
En son tarafından Cuma Eyl. 21, 2007 5:27 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | anarsha Süpper Amip
Mesaj Sayısı : 229 Yaş : 41 Kayıt tarihi : 16/09/07
| Konu: Geri: Nazim Hikmet Cuma Eyl. 21, 2007 5:18 am | |
| en sevdiğim en son!!!
JAPON BALIKÇISI
Denizde bir bulutun öldürdüğü Japon balıkçısı genç bir adamdı. Dostlarından dinledim bu türküyü Pasifikte sapsarı bir akşamdı.
Balık tuttuk yiyen ölür. Elimize değen ölür, Bu gemi bir kara tabut, Lumbarından giren ölür.
Balık tuttuk yiyen ölür Birden değil ağır ağır, Etleri çürür dağılır. Balık tuttuk yiyen ölür.
Elimize değen ölür, Tuzla güneşle yıkanan Bu vefalı, bu çalışkan Elimize değen ölür. Birden değil ağır ağır Etleri çürür, dağılır, Elimize değen ölür...
Badem gözlüm beni unut, Bu gemi bir kara tabut, Lumbarından giren ölür. Üstümüzden geçti bulut.
Badem gözlüm beni unut Boynuma sarılma gülüm, Benden sana geçer ölüm Badem gözlüm beni unut.
Bu gemi bir kara tabut. Badem gözlüm beni unut. Çürük yumurtadan çürük Benden yapacağın çocuk. Bu gemi bir kara tabut Bu deniz bir ölü deniz. İnsanlar ey, nerdesiniz? Nerdesiniz?
En son tarafından Cuma Eyl. 21, 2007 5:28 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | tollga Süpper Amip
Mesaj Sayısı : 298 Yaş : 39 Kayıt tarihi : 16/09/07
| Konu: Geri: Nazim Hikmet Cuma Eyl. 21, 2007 5:24 am | |
| | |
| | | sezergenc Çöm Amip
Mesaj Sayısı : 104 Kayıt tarihi : 16/09/07
| Konu: Geri: Nazim Hikmet Ptsi Eyl. 24, 2007 3:19 pm | |
| Baba! her yılbaşında sana söyleyecek bir tek sözüm var : "Seni ne kadar çok seversem o kadar çok olsun ömründen geçen yıllar..." ][color=red][color=yellow]Baba! Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım! Ne zulüm, ne ölüm, ne korku başımı eğemez! Yalnız senin elini öpmek için eğilir başım. Babam, ağabeyim, kardeşim, arkadaşım... | |
| | | sezergenc Çöm Amip
Mesaj Sayısı : 104 Kayıt tarihi : 16/09/07
| Konu: Geri: Nazim Hikmet Ptsi Eyl. 24, 2007 3:24 pm | |
| Seni düşünmek güzel şey ümitli şey dünyanın en güzel sesinden en güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şey. Fakat artık ümit yetmiyor bana, ben artık şarkı dinlemek değil şarkı söylemek istiyorum...
Sevgilim, başlar önde, gözler alabildiğine açık, yanan şehirlerin kızıltısı, çiğnenen ekinler ve bitmez tükenmez ayak sesleri : gidiliyor. Ve insanlar katlediliyor : ağaçlardan ve danalardan daha rahat daha kolay daha çok.
Sevgilim, bu ayak sesleri, bu katliâmda hürriyetimi, ekmeğimi ve seni kaybettiğim oldu, fakat açlığın, karanlığın ve çığlıkların içinden güneşli elleriyle kapımızı çalacak olan gelecek günlere güvenimi kaybetmedim hiçbir zaman... | |
| | | | Nazim Hikmet | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |